Kayıtlar

Y/az

Sonbahar, kış, ilkbahar, yaz... Geçip gidiyor günler mevsimler, ömrümüz az. Bitmiyor söylemek istediklerim yaz yaz, Bu dünyanın derdi çok, mutluluğu az. 03.10.2022 Ankara

Bir Ağaç mı Olsaydım?

Resim
Yürüyorum.. Yıllar önce yürüdüğüm yollardan. Aynı yollar, aynı gökyüzü, aynı şehrin gürültüsü. Adımlarım yavaş ve dingin, ruhum telaşsız ve algım açık. Fazlasını hissedebiliyorum o zamandan, koşuştururken görmediklerimi, duymadıklarımı da duyabiliyorum bugün. Geçmiş yıllar, akmış zaman. Saçlarımın arasındaki bir kaç beyaz tel anlatıyor bunu bana. Bir ağaç olsaydım, dursaydım olduğum yerde. İzleseydim akışını yolların, hissetseydim esişini rüzgarın. Farklı mı olurdu hislerim, öğrendiklerim, şimdiki benden. Dönüp dolaşıp aynı yere dönmüşsem ve bildiklerim yanlışsa en başından beri, ne farkım var durup olduğu yerde büyüyen ağaçtan. Ben gezerek döktüm yapraklarımı, döne döne soyundum ve giyindim sonrasında çiçeklerimi. Ruhum ne kadar uçmuşsa yükseklerde ayaklarım o kadar basmak istemiş dünyanın merkezine. İki kişi paylaşıyor bedenimi ve dövüşüyor çoğu zaman aynı evde büyüyen iki kararsız çocuk gibi. Bir şarkı dinliyorum ve notaları bam bam vuruyor ruhumun tellerine. Her şeyi bu kadar derin

Sade

Cümlelerim...Virgülü noktası yerli yerinde, öznesi yüklemi besbelli cümlelerim. Tekrarladıkça kıymetsizleşen, açıkladıkça ağırlaşan düşüncelerim.  Anlattım uzun uzun, yazarak çizerek anlattım. Aklımla, kalbimle, tüm varlığımla anlattım ne hissettiğimi. Anlattıkça ufaldım, anlattıkça yok oldum, toz olup savruldum. Ama bitti. Bir eşikten atladım ve yeni bir devri selâmladım. Yüklerimi ardımda bıraktım, ferahladım. Çokluk zenginlik değilmiş, farkına vardım. Sadeleştim, basitleştim ve anladım. 01/01/2021 Diyarbakır

Geceler/Kelimeler

Aklımın terazisinde tartıyorum Geçen geceleri. Ağır basıyor bazılarının Kelimeleri. 5/9/2020 Ankara

Dolunay

Kimler bilir pencere kenarında dirseklerim sızlayıncaya kadar dolunayı izlediğimi, Yazdığım ilk şiiri, Kalbimin ilk titremesini…   Kim bilir sevince nasıl deli sevdiğimi, Düşünce nasıl güçlü kalktığımı, Kim bilir kalbimdeki her bir kırığı bir kahkaha ile sarıp sarmaladığımı... Hiç değişmeyecek, hiç değişmeyeceğim.   Selam dolunay, Selam yakamoz, Selam ömrüm.. 11 Mayıs 2017-Antalya

Teşekkür

Herşeye başladığım yerde; hikâyelerimi saklayan, beni her daim sarmalayan şehrin omzunda başım. Eski defterleri karıştırıyorum, sayfa sayfa, satır satır... Anlar, anılar bir bir kucaklıyor beni, gecenin bu saati. Yalnızlığımın kalabalığına bir ben şahidim, birde zifiri gökyüzü ile gecenin sessizliği. Geceyi aydınlatan, ayazı yakan bir kavuşma bu. Serin ve dipsiz bir kuyunun en dibinde, Huzurlu, mışıl mışıl bir uykunun keyfinde. Karmakarışığım. Hatırlıyorum. Hatırlanmaya değer her şey aklımda tastamam. Şarkılar, şiirler, ağaç gölgelikleri... Akıyorum birinden diğerine, radyoda birbiri ardına çalan şarkılar gibi. "Keşke"m yok, otuz yılım yüze bedel. Ne varsa yaşanan dünde, Hepsi bana kıymetli birer hediye. Soluk soluğa uyandığım sabahlar, Uyku tutmayan geceler, Beni ben yapan ne varsa hepsine teşekkürler... 24.12.2019- Diyarbakır  

Di(yar)bakır

Diyarbakır, ömrümün yapbozu. Sana gelmeden tamamlanamayışım neden? Bütün eksiklerimi sende bulmam, aynı çiçeğin  sende farklı kokması, aynı şarkının durup dururken gelip tam da yüreğime dokunması neden? Anı  defterim yok. Yani  yazmadım  değil, çok yazdım  ama hep yırtıp attım bir zaman. Bazen dünden  hiçbir şey kalmasın istiyor insan, oysa ne büyük  bir hüsran.. Dili olsa da konuşsa şu sokak, şu kafedeki koltuk, şu ağaç gölgesi. Anı defteri de ne ki sen Dicle'yi dinle birde, suyuna katıp götürdüğünü sandıklarımı nasıl da tutmuş içinde.. Hiç  bu kadar uzak kalmamış, hiç  bu kadar hiçliğe yaklaşmamıştım ömrümde. İnsan memleketinde değilse hep eksikmiş meğerse. Di(yar)bakır'ım diğer yarım.  Sarıp sarmalayanım. Evvellim, yarınım.  Di(yar)bakır'ım yangınım, Gözümden sakındığım Özümde  sakladığım.  Di(yar)bakır'ım yârım. Eksik gelip, tamamlandığım. 2016-Diyarbakır